Önceden sadece hafta sonu kaçamakları ve spor sonrasında konaklanacak bir nokta olarak düşünülen mekan, Helvacıoğlu tarafından üç ay içinde bir hafta sonu evi haline getirilmiş. Taban alanı 70m² olan bu asma katlı kulübe, özellikle dışarıdan son derece yalın ve sıradan görünürken, iç alanda yaratılan taş giydirme şömine, ahşap kütük ve lambri ilaveleri, doğru renk, doku, materyal ve mobilyalar ile küçük bir dağ evine dönüştürülmüş.
“İç mekanı, tamamıyla dışı ile uyumlu sıradan bir alanken, tüm atmosferiyle bir dağ kulübesi yaratmak için cilalı veya boyalı lambri ve kütük kirişler, doğal taş kaplı şömine ile alt yapıyı oluşturduk. Geyik, av temalı motif ve aksesuarlar, aydınlatmalar, sıcak renklerde yünlü ve pamuklu kumaşlar, ekose desenleri tüm hacmin ısınmasına yardımcı oluyor. Sıcak bir ateş ise fotoğrafı tamamlıyor. Özellikle kırmızı-yeşil birlikteliği hem kışın soğuğunu dengeliyor, hem de kar ile en uyumlu atmosferi sağlıyor.”