Evin genelinde yağ yeşilleri, toprak tonları, kırmız tonları, canlı turkuaz ve pastel maviler hakimken, duvarlarda tekstil dokular kullanılarak sıcak bir atmosfer yaratılmaya çalışılmış. “Evi tasarımlarken yeni fonksiyonlara göre planlamanın ötesinde, ailenin daimi bir İstanbul yaşamı şu anda olamadığından kompakt bi boyutta bir malikane duygusu yaratılmaya çalışıldı,” diyor Helvacıoğlu. Evin genelinde ince bir Neo-klasik Fransız hava hakim. Bir Residence katında dekoratif klasik bir stili altyapıda yansıtmak iç mimara ilk başta fazla gelmişse de, ev sahiplerinin bu stili her anlamıyla hissedebilmeleri düşüncesi ağır basmış.
İç mimar Hakan Helvacıoğlu ile aksesuarlar üzerine.
‘Sevgidir, cansıza can veren’
“Porselen figürler, bir tema içerisinde tekrarlanarak kullanıldığında, kişilikli bir birikim olarak algılanmanın ötesinde, sevimli ve sıcak bir hava da katıyor.”
“Doğunun gizemli Celadon tonlamalarında, eski bir Hint aynanın suskun izleniminde, İmari bir çanaktan dönüştürülmüş lavaboya zarif İngiliz bir armatürün boyun eğmiş muhtaçlığı adeta. Işık almayan bir misafir banyosunda, Celadon tonlarında tematik bir duvar kağıdı, aynı havayı vurgulayan etnik desenli bir lavabo ve prinç armatürler hoş bir birliktelik oluşturuyor.”
‘Kor kırmızıdır, dünya. Aşkla yanan bir yürekte, ilgidir keyfi getiren bir kristalin berraklığında.’
“Bir kanape arkasında dışarıdan gelen ışığı içeriye taşımanın en iyi yolu kristal objelerdir. Bleu-blanc bir çanak içerisindeki narlar, kolay elde edilebilecek, görseli en yüksek objelerdir.”
‘Bir “Ben” vardır, benden içeru.’
“Kullanılmayan duvarlarda, çıkma eski parçalar, duvar konsolları, eski aydınlatmalar, ışık gölge oyunlarıyla mekana heykelsi bir detay katıyorlar...”